BASINA VE KAMUOYUNA
Ormanları Yok Edenleri Tanıyoruz…
En Büyük Tehdit, Yaşam Alanlarımızı Talan Edenlerdir…
21 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı uyguladığı politikalar ile ülkenin tüm kaynaklarını sermayeye peşkeş çekerek sıfırı tüketmenin yollarını aramaktadır. 2012 referandumuna kadar yetersiz de olsa ilerleyen hukuk sayesinde istediğini tam olarak gerçekleştiremeyen iktidar bu referandum ile yargıyı da ele geçirerek, önüne çıkan tüm engelleri ortadan kaldırmış ve bugünkü vahşi haline bürünmüştür. Her geçen yıl daha kötüye giden ülkemizde tam bir tek adam rejimi kurulmuş ve iktidarın istediği her şeyi fütursuzca yapmasının önündeki bütün engeller ortadan kaldırılmıştır.
Kendi kurduğu liyakatsiz bürokrasi ile istediği kanunları çıkaran AKP iktidarı ülkede yaşanan onca felakete rağmen bu politikalarından vazgeçmemektedir. Son olarak bir ay içerisinde iki defa orman alanlarını orman vasfının dışına çıkaran kararları Resmi Gazetede bir gece yarısı yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ormanlarımız sadece bu tehdit altında değildir. 21 yıllık iktidarında, yargı kararlarına rağmen onlarca kez orman kanunu değiştiren bu talancı yönetim anlayışı ormanlarımızı maden arama adı altında sermayeye açmaya, mobilya ve turizm sektörü için orman kıyımı yapmaya devam etmektedir.
Yangından daha beter uygulamalarla, anayasa ile güvence altına alınmış halkın ormanlarını kar için ahlaksızca sermayeye peşkeş çekmektedir. Liyakatsizliklerinin sonucu olarak hektarlarca ormanın yanarak yok olmasına göz yummaları yetmiyormuş gibi son 10 yılda 63 bin maden arama izni vererek 406 bin hektar ormanlık alanı madencilik faaliyetleri adı altında sermayenin talanına terk etmektedirler.
Şimdi ise arka arkaya belirli illerde orman alanları orman vasfı dışına çıkarılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş orman düşmanlığı yapan iktidar 6831 sayılı Orman Kanuna eklediği ek 16. madde ile ormanlarımızın üstünde tepinmektedir.12.12.2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı kararı ile 11 ilde 1.041.980 metrekare orman alanı orman vasfı dışına çıkarıldı. Ardından 19.01.2024 tarihinde 13 ilde yaklaşık 5.980.375 metrekare orman alanı daha orman alanı vasfını yitirdi.
Bu Ek 16. Madde öyle bir madde ki; minareyi çalan kılıfını hazırlar deyimini tam olarak karşılamaktadır.Anayasanın169 maddesine açıkça aykırı olan bu ek 16. maddenin şu cümlesi “orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan yerler” ibaresi işte bu kılıfın ta kendisidir. Kendi eliyle yok ettiği orman ekosistemini, atadığı liyakatsiz yöneticiler eliyle vasıfsız ilan ederek halkın öz malı olan ormanları tek bir imzayla istediği sermaye grubuna, istediği patrona peşkeş çekebilmektedir.
Buradan soruyoruz: Arazi değeri oldukça yüksek olan bu yerler neye göre ve nasıl seçildi? Orman olmadığına hangi ölçütlere göre karar verildi? Bu yerlerin kimler tarafından hangi amaçla kullanıldığı, bundan sonra hangi amaçla kullanılacağı ve bu yerleri bakanlığın kredili projeler eli ile dışarıdan hizmet aldığı firmalar tarafından mı belirlendi? Tüm bu soruların cevabını bu ülkenin halkı, emekçileri, ve köylüleri olarak merak ediyoruz.
Sonuç olarak anayasa dahil bütün kanunları kendine göre uyarlayarak ülkenin ormanlarını yol geçen hanına çevirerek keyfi bir şekilde kullanmaktadırlar. Sizleri tanıyoruz; zihniyetinizi de biliyoruz ancak halkın varlıklarını koruyan ve kollamaya devam eden sendikamız Tarım Orkam-Sen olarak bu talana karşı çıkıyor ve hukuk dahil tüm meşru mücadele hakkımızı kullanacağımızı buradan ilan ediyoruz.
Halkımızı, partileri ve demokratik kitle örgütlerini ormanlarımızı ve kaynaklarımızı bu talancı anlayışa karşı savunmak için hep birlikte mücadeleye çağırıyoruz.. 29.01.2024
TARIM ORKAM-SEN
MERKEZ YÖNETİM KURULU
