BARIŞ HALA HALKLARIN ORTAK ÖZLEMİ OLMAYA DEVAM EDİYOR!

On yıllardan bu yana insanlık savaşlara, çatışmalara ve bunların yol açtığı yıkımlara ve acılara karşı barışı savunmaya ve barış için mücadele etmeye devam ediyor. Ve bugün tüm dünyada başta işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halklar, barış mücadelesini sürdürüyor. Bugün dünyanın dört bir tarafında, tüm kıtalarda barış talebi, barış sesleri yükselecek. Başta ABD olmak üzere emperyalist güçler bugünkü savaşların ve çatışmaların tek sorumlusudur. Afganistan’dan Irak’a Kafkaslardan Filistin’e kadar dünyanın önemli bir kısmında savaşlar ve çatışmalar halen devam etmektedir. Emperyalist güçler doymak bilmez bir açgözlülükle tüm dünyanın zenginliklerine el koymak için savaşa ihtiyaç duymaktadırlar. Savaşların ve çatışmaların yanı sıra son dönemde kapitalist sistemin doğası gereği ortaya çıkan kriz de emekçileri sefalete ve yoksulluğa itmektedir. Tüm dünyada sermaye sınıfı ve onun hizmetindeki hükümetler krizin bedelini işçi sınıfına yıkma girişimlerini sürdürmeye devam etmektedir. AKP Hükümeti de sözde krize karşı açtığı paketlerle işçiden emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmaya devam ediyor. Hükümet ve sermaye kesimi krizi çoktan fırsata dönüştürmüş bulunuyor. Bu politikalar neticesinde Türkiye tarihin en yüksek işsizlik oranlarıyla karşı karşıyadır. Bir milyonu aşkın işçi işini kaybederken, on binlerce esnaf kapısına kilit vurmuş durumdadır. Karadenizin fındık ve çay üreticisinden, orta anadolunun buğday üreticisine tarım ve tarımsal üretim de Türkiye tarihinin en karanlık dönemini yaşıyor. Ülkemizde on yıllardan beri kanayan bir yara olmaya devam eden kürt sorunundaki çözümsüzlük ve inkar politikaları maalesef devam etmektedir. Yakın bir zamanda AKP Hükümeti tarafından başlatılan ‘kürt açılımı’, yaklaşımı toplumda iyimser bir hava yaratsada, yaşanan son gelişmelerle birlikte bu girişimin çözümlük siyasetinin bir devamı olduğunu ortaya çıkarmıştır. AKP Hükümeti bir yandan demokratikleşmeden bahsederken, diğer yandan da olanca hızıyla emek ve demokrasi güçlerine saldırılarına devam etmektedir. Son dönemlerde özellikle Emek, Demokrasi ve Barış mücadelesini yılmadan sürdüren Konfederasyonumuz KESK’ e, üye ve yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar neredeyse olağan hale gelmiştir. Bu saldırı politikalarının bizi mücadeleden alıkoymacığının bilinmesi gerekir. 2009 1 Eylülü bu yüzden önceki yıllardan daha da büyük önem taşımaktadır. AKP Hükümeti işçisine, memuruna sefalet ücreti dayatırken, ülkenin kaynaklarını savaşa, silahlanmaya ve bir avuç patrona ayırmaya devam etmektedir. Çatışmalarda yitirdiğimiz insanlarımız da ülkemizin ciddi kayıplarıdır ve kabul edilemezdir. Her milliyetten bu ülkenin emekçileri olarak bizler eşit ve kardeşçe bir ortamda yaşama irademizi bu güne kadar gösterdik, bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü düne göre bugün daha da yakındır. Siyasal iktidarı bu konuda samimi davranmaya davet ediyoruz. Barış mücadelesinin emperyalizme, milliyetçiliğe, şovenizme, faşizme karşı, halkların kardeşliği, eşitliği mücadelesi olduğunu bu gün bir kez daha bilinçlerimize çıkarıyoruz. ve barış mücadelesinin takvime bağlanmış, dönemsel mücadele olmadığını, biliyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle barış için, demokrasi için, insanca bir yaşam için, halkların kardeşliği için; daha fazla kenetlenmeye, daha fazla mücadele etmeye kararlı olduğumuzu haykırıyoruz. 01.09.2009 Yücel GÜL Tarım Orkam Sen Genel Başkanı