Pazar, Nisan 28, 2024
Ana SayfaGenel Merkez HaberlerSUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU ÜYELERİ İSTANBUL İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE...

SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU ÜYELERİ İSTANBUL İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE EYLEM YAPTI!

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu üyeleri bir kez daha hükümeti ve yetkilileri yapılan yanlıştan dönmeleri konusunda uyardı.

Platform üyeleri 24.05.2010 Pazartesi günü saat 11.00’de İstanbul İl Çevre ve Orman Müdürlüğü önünde bir araya gelerek “Su Hayattır Satılamaz!”sloganlarıyla yaşanan olumsuzluklara dikkat çektiler.

Açıklamayı platform bileşenlerinden Tarım Orkam-Sen İstanbul Şube Başkanı Şenay Elhüseyni okudu:

 BASINA VE KAMUOYUNA;

 Geçtiğimiz yıl mart ayında İstanbul’da 5. si düzenlenen Dünya Su Forumuna ev sahipliği yapan Çevre ve Orman Bakanlığı, ev sahipliğinden bu yana dereleri, yer altı sularını, ormanları ve yeraltı kaynaklarını daha hızlı gözden çıkarmakta, yeraltı ve yerüstündeki doğal varlıklarımızı küresel sermayenin hizmetine sunmaktadır.

Ormanların;Turizm Teşvik Kanunu, Maden Kanunu, 2/B kanunu gibi yasalarla bütünlüğünün bozulmasına, flora ve faunanın nasıl etkileneceğine bakılmaksızın, yerleşim yerleri haline ya da golf sahaları haline gelmesine göz yumanlar; şimdi de akarsularımızı ve göllerimizi ticarileştirme çalışmalarını yürütmektedir. Bize;suyumuzun, ormanlarımızın satılmadığını söyleyenler, suyun kullanım hakkını “49 yıllığına şirketlere devretmenin” ne anlama geldiğini bildiğimizi unutmamalıdırlar.

Bizler,su kaynaklarının mülkiyeti devlette kalarak suyu bir piyasa malı haline getirmenin de, oyunun bir parçası olduğunun bilinci ile, suyun hiç kimseye ait olmadığını, yaşamın devamı için derelerin önlerine setler çekilmemesi gerektiğini savunuyoruz. Dereler geçtikleri vadiler boyunca toprağa, canlı yaşama hayat verir. Su doğa için ve tüm canlılar için hayattır, vazgeçilemez.

Başta Karadeniz Bölgesinde olmak üzere ülkedeki tüm dereler küçük firmalara dağıtılan düşük kapasiteli binlerce HES projeleri üzerinden ipotek edilmekte; böylece, “yerel kalkınma” yada “enerjide dışa bağımlığa son verme” illüzyonu yaratılmaya çalışılarak toplum aldatılmaktadır.

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu olarak, bizler aşağıdaki gerçeklikleri kamu oyu ile paylaşmayı görev biliyoruz:

Temiz enerji oyununun aktörleri ile, dünyayı ve atmosferi kirletmeye devam eden şirketler birbirine rakip olmadığı gibi, çoğu durumda aynı şirketlerdir. Karbon Ticareti adı altında soluduğumuz hava üzerinden bile kâr elde etmeye çalışan aynı şirketlerdir.

Türkiye’de Devlet, HES lisanslarını “yerelin kalkınması” adına yereldeki şahıslara ve küçük firmalara vermektedir. HES lisanslarını ellerinde bulunduran küçük firmalar ve şahıslar kesinlikle “yerel kalkınma” nın öncüleri değil; sadece büyük enerji ve finans sermayesinin taşeronlarıdır.

Üstelik bu lisanslar,yatırımın söz konusu olmadığı durumlarda bile karbon kredisine çevrilerek borsalarda alınıp; satılabilmekte, ülkeler ve elinde karbon kredisi bulunduran büyük şirketler, “yenilenebilir enerji alanında proje geliştirdikleri”gerekçesiyle ödüllendirmektedir.

Görünen odur ki; düşükkapasiteli yüzlerce HES lisansının büyük enerji firmaları tarafındantoplanması, dereler üzerinde son derece yüksek kapasiteli HES’lerin inşaedilmesine yol açacaktır . 

Tüm akarsular özelleştirilirken bir başka deyişle dereler HES yapımı için şirketlere 49 yıllığına devredilirken, halk; suyun ticarileştirilmesi ile tanışacaktır. HES nedeni ile dere yatağında akmayacak olan sular doğaya hayat sunamayacaktır.Ormanlar tüm flora ve faunasıyla, yatağında akamayan, denizlere ulaşamayan derelerin içindeki canlı türler ve havzadaki yaşam giderek yok olacaktır.Deltalar eriyecek, toprak ve yeraltı suları tuzlanacak, tarım yapılamaz hale gelecektir.

Çiftçi, köylü;tarlasını, bahçesini dereden suladığı suya ön ödemeli  sayaç takıldığında,halk; evlerindeki su sayaçları ön ödemeli sayaç ile değiştirildiğinde, parasını ödeyemeyenlerin musluklarından su  akmadığında, suya erişilemediğinde,sağlıksız su kullananlarda giderek salgın hastalıklar arttığında suyun ticarileştirilmesi tüm yakıcılığı ile ortaya çıkmış olacaktır.

İşte bu nedenlerden ötürü bizler, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu olarak, Dünya halklarının ortak, toplumsal, kültürel miraslarından; Munzur, Hasankeyf, Allianoi, Fırtına,İkizdere, Yeşilırmak, Senoz, Machael, Yuvarlakçay dahil tüm derelerde HES lisansı dağıtma işlemine derhal son verilmesini ve daha önce verilen HES lisanslarının iptalini talep ediyoruz.

Biz biliyoruz :KAPİTALİZM ÖLDÜRÜR!

Bir gün maden ocağında grizu patlaması sonucunda,

Bir gün hastane kapısında parası olmadığı için geri çevrildiğinde,

Bir gün kontör alacak parası olmadığı için susuz kaldığında, suya erişemediğinde,

Bir gün kontörlü suyla tarlasını sulayamadığında aç kalarak ölür insan.

Doğa ise ormanı, sularıyok olduğunda ölür; barındırdığı tüm canlılarıyla….

Halkın eğitimini,sağlığını, sosyal güvenliğini sermayenin hizmetine sunanlar, derelerimize,göllerimize, ormanlarımıza, meralarımıza göz dikenler amaçlarına ulaşamayacaklar.

SuyunTicarileştirilmesine Hayır Platformu olarak bizler, buna izin vermeyeceğiz!

Sularımızı,ormanlarımızı, otlaklarımızı, yaşamımızı sermaye birikimi döngüsüne dahiletmeye çalışanlara  karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!      24.05.2010

SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

KESK HABERLER

engage in videoATL@LAD Gm3: Mattingly upon Puigutes effect inside NLDS