image

Orman Genel Müdürlüğü’ ne ait www.ogm.gov.tr sitesinde 08.03.2025 tarihli 3477 Adet Sözleşmeli Destek Personeli Alım İlanı yayınlanmıştır.

İnsanların zor yaşam koşulları içinde, ucuz emek karşısında başvurabilecekleri ve geleceklerini güvence altına alabildikleri bir kurumumun ilanına da diğer ilanlarda olduğu gibi binlerce kişi başvuracak fakat, hukuksuzluk, mülakat, alım şartları karşısında bir kez daha yanlış personel politikaları ile yüzleşeceklerdir.

Öyle ki; baştan yanlış açılmış olan hatta biz buraya istediğimiz seçtik düşüncesi ile yayınlanmış bir ilanın toplumsal cinsiyet eşitliği karşısında hiçbir karşılığı yoktur.

İlana göre; Orman Genel Müdürlüğü merkez ve taşra birimlerinde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. Maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilmek üzere 06.06.1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Kararnameye ekli 28.06.2007 tarihli ve 26566 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar' da yer alan ek 2'inci maddenin (b) fıkrası gereğince “Yazılı ve/veya sözlü sınav yapılmaksızın, KPSS (B) grubu puan sıralaması esas alınmak suretiyle" Ekte yer alan il ve pozisyonlara 2.674 (iki bin altı yüz yetmiş dört) adet Destek Personeli (Şoför – Operatör) ve 803 (Sekiz yüz üç) adet Destek Personeli (Temizlik, Servis, Evrak, Arşiv ve Bakım İşleri) olmak üzere toplam 3477 (üç bin dört yüz yetmiş yedi) adet sözleşmeli destek personeli alınması öngörülmektedir.

İlanın yayınlanmasının ardından akıllarda soru işareti bırakan ve eşitlik şartlarına aykırı alımın söz konusu personel grubu ise alınması öngörülen “2.674 (iki bin altı yüz yetmiş dört adet Destek Personeli (Şoför – Operatör)”dür. Genel Şartlarında bir sıkıntı gözükmese de özel şartlardaki 10. madde bu ayrımı gözler önüne sermiştir.

 

10.   Cinsiyeti Erkek olmak.

a.      Hizmet birimlerinin temizlik hizmeti ile ilgili verilen işleri yapmak.

b.     Görevlendirildikleri birimlerde yiyecek ve/veya içecek servisi yapmak.

c.      Görevlendirildikleri birimlerin bürolarında fiziksel veya elektronik ortamda evrak derleme, düzenleme, taşıma ve arşivleme işlerini yapmak.

d.     Görevlendirildikleri birimlerde yöneticileri tarafından verilen diğer iş ve işlemleri yürütmek.

 

Yukarıda ilana göre özel şartları belirlemiş olmaları, destek personelinin cinsiyet kavramı ile sınırlandırılmış olması kadının yerinin sınırlarını çizmekle kalmamış apaçık kadının varlığından duyulan rahatsızlığını açıkça belli etmiştir. Alımı yapılacak olan 2.674 şoför/operatör personeli için özel olarak eklenen “cinsiyeti erkek olmak” şartı açıkça Anayasa ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olup; mevzuat hükümleri ile de bağdaşmamaktadır.

 

Şöyle ki;

1-     T.C. Anayasasının; kamu hizmetlerine girme hakkının düzenlendiği 70 inci maddesinde; “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayırım gözetilemez." hükmü yer almaktadır.

2-     Anayasa‘nın 10. maddesinde; Herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı ifade edilmiş; aynı zamanda devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.
Bu kural, birbirinin aynı durumunda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘nın öngördüğü eşitlik çiğnenmiş olacaktır.

3-     Eşitlik, hukuk devletine ait bir ilke ve ayrıca onun kaçınılmaz bir gereği olarak nitelendirilmektedir. Eşitlik ilkesi öncelikle bir haktır. Eşitlik ilkesinin bir hak olarak kabul edilmesi halinde bu ilkeden yararlananlar açısından eşit işlem görmeyi ve ayrım gözetilmemesini isteme hakkı da olacağı da açıktır.

4-      "Ayrımcılık yasağı" eşitliğin dinamik ve farklı şekillerde (renk, ırk, cinsiyet, din gibi) uygulanması anlamına gelmektedir. Anayasanın yukarıda yer verilen hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, herkes cinsiyet yönünden kanun önünde eşittir.

5-     Avrupa insan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesinde de; Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanmanın; cinsiyet, ırk, dil, renk, dil, din, siyasal ve diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanacağı kuralına yer verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ayrımcılık kavramının, Sözleşmenin daha iyi bir şart koşmasa bile, bir bireyin, yerinde bir gerekçe gösterilmeden, bir başkasına nazaran daha az iyi muameleye maruz kaldığı vakaları da kapsadığını vurgulamıştır. (Abdulaziz, Cabales ve Balkandalı kararı, lngiltere,28.5.1985)

6-     Türkiye’ nin de taraf olduğu kadınlara karşı yapılan ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Tüm Ayrımcılık Biçimlerinin Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)’ın 11. Maddesinde; istihdam alanında ayrımcılığı kaldırmak için tüm uygun önlemlerin alınması, özellikle çalışma hakkı, aynı istihdam olanakları hakkı, meslek ve işini özgürce seçme hakkı, yükselme ve iş güvencesi hakkı, mesleksel eğitim hakkı, eşit ücret hakkı, eşdeğer bir iş için işlem eşitliği hakkı, sosyal güvenlik hakkı, sağlığın korunması ve çalışma koşulları güvenliği hakkı konularında aynı hakların tanınmasını sağlamak için tüm uygun önlemlerin alınması konusunda taraf devletlerin yükümlülük altında oldukları vurgulanmıştır.

7-     Bu ilkelerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ nundaki görünümü ise 3. Maddede yer bulmuştur. Kanunun 3. Maddesinde yer bulan liyakat ilkesi, kamu hizmetlerinde görev alacak personeli, göreve almada, ilerleme ve yükselmede, yer değiştirmede, görevden uzaklaştırma ve görevin sona erdirilmesinde, tüm hizmet ve şartlarda ehliyetin esas tutulmasını gerektirir. İlke, herkesin kamu hizmetine giriş ve ilerleyişinde yetenek ve başarısını ön planda tutar. Aynı zamanda ilke, kamu hizmetinin gerekleriyle uyuşmayan her türlü kayırma ve ayrımcılığın da karşısındadır. Bu yönüyle ilke, kamu hizmetlerine girmede fırsat eşitliğini, kanun önünde eşitliği ve memur güvenliğini sağlar.   

8-     Kamu hizmetine girmede cinsiyet ayrımcılığına dayalı engelleyici yönde getirilen koşullar eşitlik ilkesine aykırı olacağı gibi, 7.5.2004 günlü ve 5170 sayılı Kanunla Anayasanın 10. maddesine getirilen ek hükümle de, kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip oldukları, devletin bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır. Yapılan Anayasa değişikliği ile Devletin kadın-erkek eşitliğini sağlanması konusunda pozitif bir yükümlülüğünün bulunduğunu vurgulayan bir anlam taşımaktadır.

 

Yasaların öngördüğü şekilde şoförlük için gerekli ehliyete ve operatörlük belgesine sahip olunması; ehliyeti ve gerekli diğer belgeleri almaya hak kazanan kişinin bu belgelere sahip olma zorunluluğu getiren iş ve mesleklere başvuru yapma hakkı kazandığını göstermektedir.

 

Kaldı ki, yasal mevzuatta da bahsi geçen görev için özel olarak “erkek” olmayı gerektiren bir düzenleme mevcut olmadığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti yasalarında şoförlük ve operatörlük belge ve ehliyetlerinin “yalnızca erkekler tarafından alınabileceği” gibi bir koşul da bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla yasalara göre ehliyet ve operatörlük belgeleri kadınlar tarafından da alınabildiğine göre Orman Genel Müdürlüğü ilanının yalnızca erkekler için açılmasının hukuki hiçbir dayanağı bulunmamaktadır.

 

İlanın tamamı incelendiğinde ikili bir ayrıma gidildiği, Temizlik, Servis, Evrak, Arşiv ve Bakım İşleri için ayrı, şoförlük ve operatörlük için ayrı koşulların sıralandığı görülmektedir. Bu ayrım dahi kadınlara çizilen sınırı ortaya koymaya yetmekte, deyim yerindeyse kadın işleri ve erkek işleri gibi bir ayrım güdüldüğünü göstermektedir.

 

Biz kadınlar sizlerin bizlere çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde ve dayattığınız kalıpların çok dışında yaşamımızı sürdürmekteyiz. Sokakta, işte, tarlada, evde… aklınıza gelebilecek her alanda bizlerde mücadelemizle her yerdeyiz. Personel alım ilanındaki haksız ayrım, bizi araç sürmekten, operatör olmaktan alıkoyamaz. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli kadının toplum içindeki varlığının farkına varılmalıdır. Kadınları sadece ev işçisi, aile bakımı yükümlülükleri ile sınırlayıp toplumun ve kamunun dışında bırakamazsınız. Toplumda kadına dayatılan toplumsal cinsiyet politikalarından vazgeçilmeli ilan bir an önce eşitlik çerçevesinde yeniden yayınlanmalıdır.

 

Biz Tarım Orkam-Sen’li kadınlar olarak konunun takipçisi olacak ve her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin karşısında mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha hatırlatırız. Bu nedenle mücadelemizin ilk adımı olarak, ilanındaki cinsiyetçi yaklaşım nedeniyle iptal davamızı açtık.