Liyakatsizlik ve Demokrasi Krizi,
Üretimi Çökertiyor!
Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda
Politikaları Kurulu Üyeleri belirlendi. Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu’nuna
ilişkin atama kararı Resmi Gazetede yayınlandı.
Tarım ve Gıda Politikaları
Kurulunda görev alacak 12 üyenin beşini akademisyenler oluştururken, geri kalan
kurul üyeleri arasında sanayici, perakendeci, kooperatif temsilcileri ve
politikacılar yer alıyor.
Buradan çıkan sonuç genel anlamda
bize gösteriyor ki; sistematik bir politika uygulaması ile toplum yararını ve
halkın çıkarlarını düşünen değil, kendi çıkarlarını düşünen bir iktidarın
liyakatsız seçiminden ibarettir.
Tüm kamu kurum çalışanları,
üniversitelerde yıllarca eğitim görmüş alanında uzman olarak mezun olanlar
sınavlara ve mülakatlara tabi tutulurken, partili Cumhurbaşkanı’nın tek sözü
ile alanında yetersiz ve ilgisi olmayan bireyler üst kademe kurumların başına
getirilerek sistemin ağır aksak ilerlemesine yandaş tutumla sadece kendi
çıkarları için çalışmasına neden olmaktadır.
Diğer taraftan, 657 sayılı Kanun
başta olmak üzere diğer ilgili alt mevzuatta kariyer meslek mensuplarının
mesleğe alınması, yetiştirilmeleri, yeterlilik süreçleri, yardımcılık
süreçlerinde yerine getirmesi gerekli olan yükümlülükler (yabancı dil sınavı,
yeterlilik sınavı ve tez vb) de hükme bağlanmıştır. Ancak, kamu kurum ve
kuruluşlarının geneline bakıldığında Bakanlık merkez teşkilatlarında, hizmet
birimlerinde, daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür gibi
unvanların büyük çoğunluğunda kariyer meslek mensuplarının yer almadığı
görülmektedir. Doğal olarak diğer unvandaki personelin kariyer ve liyakat
ilkesi dikkate alındığında yükselmesi ne kadar doğal ise aynı şekilde liyakat
sahibi çok sayıda kariyer meslek mensubu da bu hakka sahiptir. Mesleğin teknik
oluşundan mıdır yoksa ilgili kişilerin atanmaya isteksizliğinden midir bilinmez
ama mevcut durum maalesef bu şekildedir.
Ne yazık ki, demokratik atamadan
söz edilmesine rağmen hala patronaj ilişkilerinin hüküm sürmesi, ilginç bir
şekilde üst makamlarda bulunan liyakatsiz kişilerin görülmesine neden
olmaktadır. Bunun
sonucu olarak da iki taraflı ayna gibi nereye baksak aslında mevcut iktidarın
yansımasını görmeye devam etmekle birlikte, bürokraside referanslı atama
sonucunda işleyiş bozuklukları, temel mevzuat bilgisinden habersiz
yöneticilerle asıl çözülmesi gereken sorunlar meşgul edilmektedir.
Tarımda Felaketin Adımları: Zirai
Don, Zam, Kriz..
Son 30 yılın en büyük zirai don
felaketi ile karşı karşıyayız. Ani sıcaklık düşüşüyle yaşanan zirai don
felaketi, birçok üründe ciddi zararlara yol açtı. Stratejik ürünler fındık,
ceviz, elma, kayısı, kiraz, üzüm ve dut başta olmak üzere meyve bahçelerinde
ciddi kayıpların yaşandığı gözlemlenmekte. Konya Akşehir’de kiraz, Samsun’da fındık,
ceviz, çilek; Adıyaman’da üzüm, Sivas’ta vişne, Malatya’da kayısı, Niğde’de
elma, ve birçok üretim yapılan illerde bahçeler ağır hasar gördü.
İthalat ve ihracat açısından
değerlendirildiğinde üreticilerin kaybının ne kadar olduğu belirlenemezken,
üreticilerin sadece Nisan ayındaki hava olayı yüzünden ne kadar zarar ettiğinin
bakanlık tarafından tespit edilmesi gerekir. Bu zarar tespitini üreticilere
bırakmak kolaya kaçmaktan ve siz yapın biz bakalım demenin ötesinde bir yol
değildir. Zarar eden üreticinin market raflarına yansıyacak tutarları da tüm
tüketicilerin karşılaşacağı sorundur.
Zaten ülke ekonomisi uydurma enflasyon
rakamları ile güllük gülistanlık gibi sergilense de, üretici ve tüketici
açısından bakıldığında manzara hiç de göründüğü gibi değildir. Ekonomik anlamda
geçim sıkıntısı yaşayanlar, birde nitelikli gıdaya erişimde güçlük çekmeye
başlayacak, bunun için çözüm bulunması gerekirken hala sektörel kurul atamaları
ile birilerinin cebini doldurma çabası sürdürülmektedir.
Tarımsal faaliyetlerin yanı sıra
hayvancılıkla geçinen çiftçilerinde durumu da bu olumsuzluklardan nasibini
almaktadır. Tarımı tek başına ekip-biçme olarak değerlendirmek tüketici için ne
kadar yanlış ise yönetenler içinde o kadar vasıfsız bir yaklaşımdır.
Eti yurt dışından ithal etme
araştırması yapan, birilerine rant alanı sağlamaya çalışan iktidarın kendi
üreticisi ve tüketicisini düşünmediği ortadadır. Üreticilerin hava koşulları
nedeniyle uğradıkları zararı karşılamak için ham madde, gübre, yem gibi
üreticinin ihtiyacı olan ürünlere zam yapmak çözüm değil krizi daha da
tetiklemektir.
Krize Neden Olmak Yerine Krize
Çözüm Olmak!
Tarımda, hayvancılıkta,
ormanlarımızda yaşanan ciddi sorunlar, iklim krizinin tetiklediği doğa olayları
hakkında tek bir fikri dahi olmayan; aynı alanlarda mücadele eden çözüm
bekleyen emekçilerin sorunlarının neler olduğu hakkında tek bir bilgisi olmayanların
karar merci olarak karşımıza çıkmasının tüm sorunları ile karşı karşıya
kalıyoruz.
Kulaktan dolma, yönlendirme ile
yorum yapan çözüm bulduğunu sanan kurum ve kurul yöneticileri iktidarın maşası
olmaktan vazgeçmeli, bulundukları makamı ve görevi hakkıyla yerine getirmek
için çaba sarfetmelidirler. Ülkenin bulunduğu karmaşık ve zor zamanlardan
çıkabilmek için kendi menfaatleri dışında halkın çıkarlarını düşünerek hareket
etmeleri gerektiğini çok iyi biliyoruz.
Kurulda yer alanların çoğunun tarım ve orman alanından habersiz
kişilerden oluşmuş olması kendi egolarını tatmin etme arayışı ile bilgisiz,
tecrübesiz kişilerin yönetici kadrolarını meşgul alnın işlevsizleşmesine ve
rutin olarak yapılması gerekli işlerin dahi yapılamaz hale gelmesine sebebiyet
verebilmektedir. Sorumluluk almak istemeyen, nereye atandığının dahi farkında
olmayan kitlelerin zararı telafi edilemez düzeye gelmiştir. Hiçbir makam,
koltuğa oturulduğunda işleri öğrenmeye başlama yeri olmadığını belirtmek
isteriz.
Artık kamu yönetiminde yeni
düzenlemelerin fiilen hayata geçirilme zamanı gelmiştir, bunun için alanında
yeterli çözüm olabilecek kişilerden oluşmasının çalışmasının yapılması
gerekmektedir. Alanında uzman STK’lar, yıllarını tarım ve orman çalışmalarına
adamış uzmanlar, tarım ve ormancılık alanında bilimsel araştırma ve çalışmalar
yapmış akademisyenler, bilim insanları dururken perakendeci, tüccar vb.
kişilerin bu kurula atanmış olması kabul edilemez bir durumdur.
Sonuç olarak, bu atama kararının
tekrardan gözden geçirilerek alanında yetkin, bilim ışığı çerçevesinde topluma
ve doğaya yararına olabilecek, çözüm üretecek kişilerden yeniden oluşturulması
gerektiğini hatırlatıyoruz.
Bizler TARIM PLATFORMU BİLEŞENLERİ
olarak, tüm dünyaya ait olan toprağın, suyun, enerjinin, yer altı ve yer üstü
varlıkların sermayeye peşkeş çekilmesine karşı olan fiili ve meşru mücadelemize
devam ediyoruz!
TARIM PLATFORMU BİLEŞENLERİ
KESK
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (TARIMORKAM-SEN)
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
TMMOB
Meteoroloji Mühendisleri Odası
TMMOB
Ziraat Mühendisleri Odası
Türkiye
Ziraatçılar Derneği (TZD)
Veteriner
Hekimler Derneği (VHD)
DİSK
Türkiye Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (GIDA-İŞ)
Tüketici
Hakları Derneği (THD)
Tüketici
Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)
Tüketiciyi
Koruma Derneği (TÜKODER)
Su
Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP)
Tarım
ve Gıda Etiği Derneği (TARGET)
Tarımsal
Gelişme Eğitim ve Sosyal Dayanışma Vakfı (TARGEV)
Tüm
Üretici Köylü Sendikası (TÜM KÖY SEN)
Türkiye
Biyologlar Derneği (TBD)
Türkiye
Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAYΚΟΟΡ)
Türkiye
Ormancılar Derneği (TOD)
Türkiye
Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği (TÜS-KOOPBİR)