Türkiye’nin toplumsal barışa olan ihtiyacı her geçen gün daha da yakıcı hale geliyor. Uzun süredir devam eden çatışmalar, toplumsal ayrışma ve demokrasi eksikliği yalnızca insan yaşamını değil, doğayı da derinden yaraladı. Kalıcı bir barışın inşası, bugün hem toplumsal hem ekolojik bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.
Bu çerçevede, CHP ve DEM Parti aracılığıyla İklim Adaleti Koalisyonu’na iletilen davet sonucu komisyona sunulmak üzere bir rapor hazırlık süreci başlatıldı. İklim Adaleti Koalisyonu, bu davetin ardından ekoloji örgütlerine çağrıda bulundu. Yapılan geniş katılımlı toplantılar ve yürütülen ortak tartışmalar sonucunda, Türkiye’nin dört bir yanından yüze yakın ekoloji örgütünün imzasını taşıyan kapsamlı bir rapor ortaya çıktı.
Raporumuz, çatışmaların doğa ve toplum üzerindeki yıkıcı sonuçlarını görünür kılarken, barış sürecinin ekolojik bir perspektifle yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kırk yılı aşkın süredir süregelen çatışmalı dönemde yalnızca insanlar değil, doğa da ağır bedeller ödemiştir: köy boşaltmaları, orman tahribatı, yayla ve meralara erişim yasakları, güvenlik barajları, kalekol inşaatları ve yangınlar; ekosistemleri, kırsal yaşamı ve gelecek kuşakların yaşam hakkını telafisi güç biçimde yaralamıştır. İşte bu nedenle diyoruz ki: Doğayla barışmadan kalıcı bir barış mümkün değildir.
Bu rapor, yalnızca doğayı korumak için değil; aynı zamanda toplumsal barışın adil, kalıcı ve kuşaklar arası sürdürülebilir olabilmesi için bir yol haritası sunmaktadır.
Birlikte daha güçlü bir ses çıkarabiliriz: Doğayla barış olmadan toplumsal barış olmaz!
Dogayla da Baris Raporu_Eylül 2025_s.pdf