TARIM ORKAM-SEN 8. Dönem 3. Genel Meclis Toplantısı
24.04.2025 tarihinde Ankara’da aşağıdaki gündem maddeleri ile toplanmıştır.
GÜNDEM:
Ülkemiz AKP iktidarı eliyle talan, rant,
ekonomik kriz, sosyal ve ahlaki çöküş, emek sömürüsü, orman, su, tarım ve yeraltı
varlıklarının sermayeye sınırsızca peşkeş çekilmesi ile Karanlığa gömülmek
istenmektedir. 2017 yılı itibari ile MHP ve diğer gerici partilerle birlikte kurduğu
gerici blok daha da otoriterleşerek halkın en temel hakları olan barınma,
eğitim, sağlık gibi anayasal hakları bile kullanamaz hale getirilmiştir.
Halk desteğini kaybeden iktidar bloğu,
ülkedeki tüm muhalefete karşı kanunsuz bir şekilde saldırıya başlamış ve çıkan
her sesi hukuk dışı yöntemler ile susturmaya çalışmaktadır. Muhalefet
belediyelerine, halkın seçilmiş yöneticilerine kayyım atama uygulaması İstanbul
ile zirveye çıkmıştır. Anayasa ve kanunların rafa kaldırıldığı bu süreçte
sadece gelecekleri için kaygı taşıyan gençlerin en doğal taleplerine karşı onları
tutuklayarak sindirme politikası yürütmektedir. 23 yıldır gerici eğitim ile
biat ettirmeyi düşündüğü gençliğin örgütlü olmamasına rağmen kitlesel bir
şekilde sokağa çıkması yönetenleri korkutmuş, anayasal haklarını kullanan
gençleri şiddet ve taciz uygulayarak, gelecekleri ile tehdit ederek sindirmeye
çalışmıştır. Muhalefet belediyelerinin yöneticilerini asılsız iddialar ve gizli
tanık uygulamalarıyla hapse atarak halkın iradesini yok saymışlardır. Yerel
yönetimlerin desteğiyle yaşanan ekonomik krizi aşmaya çalışan halk kesimleri cezalandırmalarla
açlığın kucağına itilmektedir. Yaşanan mağlubiyeti sindiremeyen iktidar; eski
politikalarından ilhamla, önce Hakkari’de, Van, Mardin ve Batman’da sonrasında
ise Halfeti, Tunceli, Esenyurt, Şişli, Kağızman, Akdeniz, Siirt, Ovacık
belediyelerinde halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım
atayarak bu mağlubiyetin intikamını almak istemektedir.
Ortadoğu’da yaşanan savaş ortamını
körükleyen emperyalist sistem; orada yaşayan halkların can güvenliğini ortadan
kaldırdığı gibi, canını kurtaranların ise farklı ülkelerde mülteci konumuna
düşerek sömürüye açık hale gelmesine neden olmaktadır. Gerici cihatçı çeteler
eliyle ülkelerinde kalmış olan farklı etnik ve dini topluluklara katliama varan
saldırılar yapılmaktadır. Emperyalist devletler; başta ABD olmak üzere, Ortadoğu
ve dünya halkları hakkında planlarını devreye sokarak bu ülkelerin topraklarını
sömürmeyi düşündüklerini pervasızca beyan etmektedirler.
Mevcut
iktidar toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi emek alanında da emekçileri
yoksulluk sınırının altında ücrete mahkûm ederek insani yaşam koşullarını
ortadan kaldırmıştır. Yetkilendirilmiş sendika ve kendi atadığı hakem kurulu
eliyle emekçilerin açıklanan enflasyon oranının altında bir zam almasına sebep
olmuştur. Sadece kamu emekçileri değil, işçiler ve emekliler de düşük ücretlere
mahkûm edilmiştir. Her geçen gün artan fiyatlar karşısında emekçilerin
ücretleri hızla azalmaktadır. İktidar bu politikayı kamu kurumlarını kendi
istediği gibi kullanarak yapmaktadır. TÜİK eliyle; artan fiyatları, rakamları manipüle
ederek emekçilere yoksulluğu dayatmaktadır. Yargı sopasını kullanarak
muhalefete yapılan baskı, ekonomik göstergelerin daha kötüye gitmesine ve
halkın bir gecede %10-15 oranında yoksullaşmasına neden olmuştur. Yanlış tarım
ve gıda politikaları yüzünden dışa bağımlı hale gelen ülkede artan gıda
enflasyonu ile yurttaşların beslenme hakkı gasp edilmiştir.
İktidar, ülkenin her alanını sömürmeyi
ilke edinen politikası ile İklim Kanunu adı altında karbon piyasası
oluşturmaya, halktan iklim vergisi adı altında yeni vergiler alarak halkı daha
da yoksullaştırmayı planlamaktadır. Oysa yaşamakta olduğumuz iklim krizi bu sömürgeci,
talancı zihniyet yüzünden ortaya çıkmıştır. Bilimsel dayanağı olmayan bu kanun,
halkın tepkileri sonucunda geri çekilmiş olsa da iktidar bundan vazgeçme
niyetinde değildir.
AKP iktidarının cemaatler eliyle kadınları
kamusal alandan uzaklaştırmayı hedefleyen politikaları sonucunda kadınlar
toplumda şiddete açık bir hale getirilmiştir. Ülkede her gün kadınlar ve
çocuklar dinsel baskı altına alınmaya çalışılarak, kadına şiddet ve çocuk
tacizi yaygınlaştırılmaktadır. Son yıllarda binlerce kadın; ölüm, taciz, şiddet
sarmalında ya hayattan kopmakta ya da hayatı yaşanmaz hale getirilmektedir. Tüm
bunlar olmamış gibi utanmadan 2025 yılını aile yılı ilan eden iktidar bloğu,
kadını aile kurumunun içine hapsetmeye çalışmaktadır.
Gelinen süreçte iktidar; ülkenin demokrasi
ve özgürlük mücadelesini, eline geçirdiği baskı aygıtını sonuna kadar
kullanarak yok etmeye çalışmakta, ülkeyi hızla daha gerici ve otoriter bir
rejime dönüştürmektedir.
Tüm bu nedenlerle biz emekçilerin ortak
mücadelesi en önemli tarihsel sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk bilinci ve
mücadele geleneğimizle önümüzdeki süreci toplumsal muhalefetin bütün kesimleriyle
ortaklaştıracak şekilde, emek mücadelesinin öznelerinin etkin tarihsel rolünü
dikkate alarak, geleceği biz emekçilerin lehine dönüştürecek; emeğin, barışın,
demokrasinin ve ekolojik yaşamın hâkim olduğu bir toplumu yeniden kuracak
gücümüz vardır. İşte bu güç ve sorumlulukla, örgütlülüğümüz ve mücadele
azmimizle diyoruz ki;
GELECEĞİN İÇİN, SEN DE TARIM ORKAM SEN’e
KATIL!
KAZANAN BİZLER OLACAĞIZ, ÇÜNKÜ
MÜCADELEMİZDE HAKLIYIZ!
Tarım
Orkam-Sen 8. Dönem 3. Genel Meclisi, yukarıdaki siyasal ve sendikal tespitler
doğrultusunda sendikamızın önümüzdeki sürece ilişkin mücadele programını
kararlaştırmıştır. Bu programa göre;
· Sendikamız
ve Konfederasyonumuzla birlikte taban ile iletişimin yükseltilmesi, temsilciliklerin
aktifleştirilmesi ve ortak mücadelenin yükseltilmesi doğrultusunda çalışmaların
yapılması,
· Sendikalarımızda
son dönem istifalara ilişkin Konfederasyonumuz nezdinde tartışma yürütülmesi ve
çözüm üretilmesi,
· Sendikamızın
görünürlüğü ve etkisini artıracak çalışmaların yapılması,
· Enflasyon
rakamları ile çalınan maaş kayıplarımıza ilişkin broşürlerin hazırlanması,
· Meslek
sendikacılığı ve promosyon sendikacılığı konusunda bir tutum alınması ve broşür
hazırlanması,
· Hizmet
kolumuzdaki tüm iş yerlerinde çalışan unvanların özlük hakları (3600 ek gösterge,
emeklilik hakları, seyyanen ödemeler vb.) ile ilgili çalışma yapılması,
· Veteriner
Hekimlerin yaşadığı el emeği sorunun çözülmesi için somut bir çalışmanın
yapılması,
· 2025
yılı TİS sürecine ilişkin hazırlıkların bugünden itibaren, tabandan başlanarak
yapılması ve kira yardımı konusunun toplu sözleşme taleplerine eklenmesi,
· Lisans
tamamlama konusunda gerekli çalışmaların yapılması,
· Atamalarda
ve tayinlerde liyakatin esas alınması ve mülakatların kaldırılması yönünde
çalışma yapılması,
· Giyim
yardımı ile ilgili sorunların tartışılarak net bir çözümün üretilmesi,
gerekirse “Koruyucu Giyim Yardımı” ve “Giyim Yardımı” adı altında mevzuatta
oluşan sorunu aşacak şekilde ayrı ayrı talepte bulunulması,
· İşyerlerinde
kullanılan araçların güvensiz ve arazi şartlarına uygun olmamasından dolayı yaşanan
kazaları önlemeye yönelik bir çalışmanın yapılması,
· 5510
sayılı kanun ve ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasından doğan hak
kayıplarına ilişkin eylem yapılması konusunda konfederasyonun çalışma yapması,
Önceki
VETERİNER HEKİM SAĞLIK EMEKÇİSİDİR!
Sonraki
Danıştay 2. Dairesinin 18.12.2024 Tarih, 2021/17881 Esas, 2024/6276 Karar Sayılı "Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Kadro Tanımlar Yönetmeliği'nin "Kadro Tanımları" Başlıklı Ek-1'inde Yer Alan Teknisyen Unvanına İlişkin Düzenlemenin İptaline İlişkin Kararı Uygulansın!